Statükocular dirense de, değişen şeyler üzerine...
Sürekli olarak sıkıntılardan söz etsek de, bazıları güzel şeyler yapmaya çalışıyor ve başarıyor da.
Konya Büyükşehir Belediyesi, birçok ana caddedeki kaldırımların yüksekliğini minimum seviyeye çekmiş durumda. Hatta çoğu yerde kaldırımla eşit ya da çıkışı yumuşak bir eğimle kolaylaştırmışlar. Bir tekerlekli sandalyeyi, bebek arabasını çıkartmak çok kolay. Aynı şekilde yürüyebilen ama gözlerinde ya da bacaklarında sorunları olanlar için de büyük bir kolaylık.
Kaldırım konusunda diğer belediyelerin ne yaptığını bilmiyorum. Ancak Konya Büyükşehir Belediyesi'nin bu çağdaş anlayışının diğerlerine, özellikle Ankara Büyükşehir'e ve merkez belediyelerine örnek olmasını temenni ediyorum. (Keçiören kaleleri örmeye devam ediyor! Estergon Kalesi'ni inşalarından sonra tutamıyoruz onları.)
Alışveriş Merkezleri de engellilerin kolay erişimi açısından birçok önlemi hayata geçirmiş durumdalar. Öncelikle, yeni alışveriş merkezleri engellilerin araçlarını park edecekleri yerlerin sayılarını artırıyor ve kapının hemen dibine yerleştiriyorlar. Çok komik gelebilir ama bazıları (örneğin Antares) ısrarla giriş kapısının dibindeki park yerlerini değil de 20-30 metre ilerideki park yerlerini engelli araç park yeri olarak tahsis etmeye devam ediyor. Üstüne üstlük Antares'te yönetim kurulundaki bir şahıs iki lüks otomobili ile bu park yerlerini işgal etmeyi tercih ediyor. Ancak, özellikle İkea bu konuda bayağı bir cömert. Bu tutumlarını takdir ediyor ve İsveçli olmalarına bağlıyorum. Alışveriş merkezlerinin diğer bir hizmeti ise hemen giriş kapısında sundukları tekerlekli sandalye temin hizmeti. Bunu hemen hemen bütün merkezlerde gördüm.
Yapılması gereken çok şey var ve umuyorum ki bunlar empati yapabilen yöneticilerle ve belediye başkanları ile kısa bir süre içerisinde değişir. Tabi ki şunu da hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamak lazım. Biz sesimizi yükselmedikçe ve bir baskı unsuru haline gelemedikçe çok az yönetici değişmek ve değiştirmek için çaba harcar.
Abdullah OĞUZ
25.09.2011
Yeni bir not: (08.12.2013)
Açıkçası, ABD'yi gördükten sonra yukarıda yazdıklarımın çok geride olduğunu fark ettim. ABD'de büyük marketlerin hemen hemen hepsinde engelliler, yaşlılar ve obezler için akülü alışveriş arabaları var. Ayrıca hepsinin önünde kapılara en yakın yerlerde bir sürü engelli park yeri var. Yine birçok alışveriş merkezinde, üniversitede kapıların birçoğu için engelli butonları var. Kapıyı çekmek ya da itmek yerine bu butonlara basmanız yeterli kapının açılması için.
Eksikler ve sıkıntılar var mı hala? Çooook, ama Türkiye'den kat kat ileri.
Konya Büyükşehir Belediyesi, birçok ana caddedeki kaldırımların yüksekliğini minimum seviyeye çekmiş durumda. Hatta çoğu yerde kaldırımla eşit ya da çıkışı yumuşak bir eğimle kolaylaştırmışlar. Bir tekerlekli sandalyeyi, bebek arabasını çıkartmak çok kolay. Aynı şekilde yürüyebilen ama gözlerinde ya da bacaklarında sorunları olanlar için de büyük bir kolaylık.
Kaldırım konusunda diğer belediyelerin ne yaptığını bilmiyorum. Ancak Konya Büyükşehir Belediyesi'nin bu çağdaş anlayışının diğerlerine, özellikle Ankara Büyükşehir'e ve merkez belediyelerine örnek olmasını temenni ediyorum. (Keçiören kaleleri örmeye devam ediyor! Estergon Kalesi'ni inşalarından sonra tutamıyoruz onları.)
Alışveriş Merkezleri de engellilerin kolay erişimi açısından birçok önlemi hayata geçirmiş durumdalar. Öncelikle, yeni alışveriş merkezleri engellilerin araçlarını park edecekleri yerlerin sayılarını artırıyor ve kapının hemen dibine yerleştiriyorlar. Çok komik gelebilir ama bazıları (örneğin Antares) ısrarla giriş kapısının dibindeki park yerlerini değil de 20-30 metre ilerideki park yerlerini engelli araç park yeri olarak tahsis etmeye devam ediyor. Üstüne üstlük Antares'te yönetim kurulundaki bir şahıs iki lüks otomobili ile bu park yerlerini işgal etmeyi tercih ediyor. Ancak, özellikle İkea bu konuda bayağı bir cömert. Bu tutumlarını takdir ediyor ve İsveçli olmalarına bağlıyorum. Alışveriş merkezlerinin diğer bir hizmeti ise hemen giriş kapısında sundukları tekerlekli sandalye temin hizmeti. Bunu hemen hemen bütün merkezlerde gördüm.
Yapılması gereken çok şey var ve umuyorum ki bunlar empati yapabilen yöneticilerle ve belediye başkanları ile kısa bir süre içerisinde değişir. Tabi ki şunu da hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamak lazım. Biz sesimizi yükselmedikçe ve bir baskı unsuru haline gelemedikçe çok az yönetici değişmek ve değiştirmek için çaba harcar.
Abdullah OĞUZ
25.09.2011
Yeni bir not: (08.12.2013)
Açıkçası, ABD'yi gördükten sonra yukarıda yazdıklarımın çok geride olduğunu fark ettim. ABD'de büyük marketlerin hemen hemen hepsinde engelliler, yaşlılar ve obezler için akülü alışveriş arabaları var. Ayrıca hepsinin önünde kapılara en yakın yerlerde bir sürü engelli park yeri var. Yine birçok alışveriş merkezinde, üniversitede kapıların birçoğu için engelli butonları var. Kapıyı çekmek ya da itmek yerine bu butonlara basmanız yeterli kapının açılması için.
Eksikler ve sıkıntılar var mı hala? Çooook, ama Türkiye'den kat kat ileri.